Ejderhayı kaydıraktan kaydırdık

Okul pikniği dediler. Ücretli öğretmenlik devam, ikinci yıl öğretmenlikte, hala heyecan var alttan alttan ama çaktırmıyorum artık. Kocaman kadınım canım aaaa.
Cık cık cık.

Piknik alanı ormanlık, kurulduk. Piknik masaları ile bir de oyun parkı var plastik rengarenk. Anneler ve sıkıntı öğretmenler tepemizde, oraya gitme, oraya oturma, oraya bakma (?) çığlıkları! Baktım öğretmen arkadaşlar semaveri yakmışlar, çay üstüne çay, dedikodu... Yetişkinlerin kafası rahat... Çocuklar saksı gibi olsun, sorun çıkarmasın yeter, değil mi?

O sırada benm kafamın içinde cüceler şarkı söylemeye başladı. Çocuklara döndüm
Elfçe konuşmaya başladım (Arwen hatun izindeyiz <3 ). Hocam o ne filan ilgileri topladım üzerime. Yüzüklerin Efendisi filmlerinden kim neler izlemiş, benzer hikayeler, kitaplar, filmler, oyunlar ile muhabbeti derinleştirdik.
Yerden uzun bir sopa aldım, asa gibi kullanarak "Ben Gri Gandalf! Herkes tehlikede bu ejderha varlığını sürdürdükçe! Onu ortadan kaldırmamız lazım. Benimle misiniz?!" diye seslendim.
Sonra,
var olduk.

Herkes hoşuna giden şekilde kendine bir karakter seçti. Yolculuk zorlu olabilirdi, ekipmanlarını, erzaklarını düşündüler. Yola koyulduk. Ağaçların arasında koştururken kimi kafilenin güvenliği için gözcülük yapıyordu. Kimi bir anda hırsıza veya kötü karaktere dönüşüp gruptan birileri ile kapışmaya başlıyordu. Hayal gücünün sınırı yoktu. 15 dakikada 10 tane film senaryosu yazdık, hepsi de güzeldi.
Ejderhamız bile peydah oldu.
Büyü hızlı bir şeydir, bunlar birden bire oluyor!

LARP
(Live Action Role Playing / Gerçek Hayatta Rol Yapma Oyunları) nedir bilmeyenlere özetleyeyim. Bir yönetici -GM, DM, God (Tanrı) vs. isimlerle anılır- kontrolünde katılımcıların anlatılan yarım senaryoyu, rollerine bürünerek ve kıyafetleri de giyinerek uygun alanda devam ettirmesidir.
DM, senaryodaki kırılma anlarını müdahale ederek koyar, oyuncular buna uygun kendi hareket ve konuşmalarını yaparlar. İnteraktif bir alt kültür oyunudur yani...

Piknik Pazar günüydü, andaval milletimin düşüncesiz piknikçileri Cumartesi çöplerini az ilerideki konteynıra atmayı becerememişlerdi. Bolca malzeme var: unutulan örtüler, muşambalar, peçeteler, plastik tabaklar, çatallar vs. Sopa ve rafyadan hemen ok yay yapıp elflerin ellerine verdim. Bunu gören cüceler durur mu? Kalkanları ve baltaları et ambalajlarındaki köpük tabaklara sapladıkları sopalarla yaptılar hemencik. Kızlarla yapraklardan taçlar yaptık, peri olduk, dryad olduk. Bizim bu hengamemizi gören dalgacılar (Çocuk musunuz siz leee yapan tuhaf çocuklar) da bize katılmaya karar verdi.

Smaug hazineyi koruyor. Büyük savaş başlıyor.

Smaug: Oyun parkının kule tepesinde gazeteden kendine ateş topları hazırlayan 110 kiloluk okul ikincisi 12. sınıf öğrencisi.
Bizim ordumuz: 6. sınıflardan elementlerde ustalaşmış 3 kişilik büyücü ekibi, 7. sınıflardan 2 adet cüce ve sayısının sürekli değiştiği 5. sınıflardan elf ve peri grubu.
Büyü bu, şeytan doldurur mazallah!
Yarım saat sonra amansız sihirli değneği ile üzerimize büyüler fırlatan kafasına sarmaşıklardan yaprak tacı yaptığım bir orman perisini ormanda kovalıyorduk... Çünkü ejderhanın saklandığı yeri sadece o biliyordu. 1 saatin ve bir ton maceranın ardından tam cüceler baltalarını perinin kafasına indirecekken mavi masa örtüsünü omuzlarında taşıyan güçlü ve bilge bir büyücü çıkageldi. 120 boyu ve 35 kg cüssesi ile hayli (!) haşmetli bir 6. sınıftı. Kola şişesi takılmış kocaman asasını yere vurdu, susturdu bizi.
Aslında periden yaşadığı kovuktaki örümceklerden kurtulma büyüsü ile bu değerli bilgiyi kolayca alabileceğimizi söyledi. Sahiden büyü yapıldı ve huzur bulan peri bize yer tarifini verdi! Yola çıktık.
Atlarımız (kilolu güçlü çocuklar) hayli yorulmuştu, nehir kıyısında mola verince yemek yedik (Elfler yüksek kayalara tırmanmak ve düşmanları gözlemek (!)
Cüceler de sakallarını tarama (!) bahanesi ile masaya gelmeyi reddedince veliler bize tabakla yiyecek taşıdılar). Derken ülkenin kralı (Genç, espirili ve
okumayı seven Fen Bilgisi öğretmeni Tuncay Bey "N'aapıyorsunuz siz!?" diye önümüze atladı; elimdeki oku ona doğrultup "Sakın bizi durdurmaya kalkmayın Kralım! Gerekirse krala bile karşı geliriz. O ejderha buradaki herkes için çok tehlikeli. Kuleyi geri alacağız!" dedim.

Büyük bir karmaşa ile birebir efsane dövüşlerin ardından yorulan Orta Dünya ekibi dağıldı. Herkes kıyafet ve ekipmanlarını çöp konteynırına attı. Çok eğlenceli bir oyun hatırası ile evlerimize döndük.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İdoller ve Korumaları

İlkokul iki

Gidecekmiş.